KOMŞUMUZ SADEGÜL ABLA
RABBİM HİÇBİR KİMSEYİ YALNIZ BIRAKMASIN !....
"Yalnızlık Allah’a mahsustur." deriz de, biz Allah ile olabildik mi bilemeyiz.”(1)
Çocukluğumda bahçesinde elmalarını, eriklerini yolduğum ( çaldığım, hırsızladığım) komşumuz Sadegül Abla’nın eşi Refik Amca yirmi yıl önce vefat etmişti. Refik Amca ağaç keserek geçimini sağlıyordu. Öldüğünde bahçeli bir ahşap evden başka birşey bırakmamıştı.
Sadegül Abla , işte yirmi yıldır Refik Amcadan miras kalan iki odalı bu ahşap evde yapayalnız yaşamaktadır. Bu ahşap ev yıllar önce yıkılmak üzereydi. Rahmetli babam usta olması ile bu evi tamir etmişti. Daha sonra bu evin yanına, Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı aracılığı ile bir odalı mutfak yaptı.
Annemi, babaocağı ahşap evimize getirdiğimde anacığımın kankası Sadegül Abla , her akşam annemin yanına geliyor; sohbet ediyorlar ; geçmişteki yaptıkları iyi komşuluk günlerini hayırla yadediyorlar.
Dün akşamda yine Sadegül Abla , annemi ziyaret etti. Bacım Songül Güler, iki kankaya çay demledi. Çayın yanında bisküvit ve patlamış mısır ikram etti. İki kanka yanyana oturarak hem çaylarını içtiler hemi de yıllar önce mazide kalan güzel günlerden bahsettiler.
Bir ara konuşmalarında babamın adı geçti. Sadegül Abla Rahmetli babam için “ Allah razı olsun İsmail Amca’dan, bana başımı sokacak bir ev yaptı. Yalnız yaşadığım bu evin duvarlarına baktıkça babanı anıyor ve ona dua okuyorum.” dedi.
Çocukluğumda bir gün Sadegül Abla’nın bahçesine girmiştim. Elma ağacı yarım metreden sonra iki kola ayrılıyordu; ben bir dalına tırmandım. Koynuma elmaları doldurdum.
Bir de baktım ki tahtadan yapılmış bahçe kapısından Sadegül Abla geliyor. Elma ağacından aşağıya doğru kayarak indim. Bir ayağım yere değdiğinde öbür ayağım çatallı elma ağacının arasında kaldı. Ayağımı çekiyorum, çekiyorum bir türlü çataldan çıkaramıyorum.
Sadegül Abla’da bağıra bağıra geliyordu. “ Aha...” dedim, “ Sadegül Abla beni yakalayacak”.
Ben ağaçtan ayağımı kurtarmaya çalışırken koynuma soktuğum elmalarda pıtır pıtır dökülüyordu yere; dökülen elmalara mı yansam , Sadegül Abla beni yakalayacak ona mı yansam bilemiyordum.
Sadegül Abla , elini uzattı, tam beni yakalayacağı anda yerdeki ayağımla gayri ihtiyari hafif zıplayınca, öbür ayağım çataldan kurtuldu. Ben tabana kuvvet kaçmaya başladım. Sadegül Abla’da yerden aldığı toprak parçalarını arkamdan savuruyor ve bir yandan da bağırarak: “ Seni Refik Amcana söyleyeceğim. Yakalarsam ayağını kıracağım...” diyordu..
Sadegül Abla’ya çocukluğumda yaşadığım bu elma hırsızlığını anlattığımda gülmüştü. Kendisinden “ Sadegül Abla, çocukken çok meyvelerini yoldum. Helal eder misin?” dedim ve bir miktar para uzattım.
Eliyle uzattığım parayı itti ve “ Şükrü Efendi, o ne demek . Helal hoş olsun. Kerata çocukken çok yaramazdın. Benim elmalarımı, eriklerimi çok yolduğunu biliyorum. Helal hoş olsun. O elmalardan, eriklerden eser kalmadı. Sizin bahçenizde de elma, erik vardı ama gelip benim bahçedekilerini yoluyordunuz. “ demişti ve ben de “ Sorma Sadegül Abla, haram tatlı oluyordu.” demiştim ve “ Çocuklara haram olmaz. Göz hakkı diye bir şey var. Sizler o göz hakkına düşen meyveleri yoluyordunuz.” demişti.
Sadegül Abla’nın hiç bir evladı yok. Kışın bir akrabasının yanında kalıyor; yazın da evimizle on metre uzağındaki bahçeli iki odalı ahşap evinde....Evlerimiz arasında bir komşumuz var. Devletin verdiği çok az bir yaşlılık maaşı , komşuların, Alacamızın hayır sever insanlarının yardımlarıyla hayatta kalmaya çalışıyor.
Rabbim , bu dünyada da öbür dünyada da hiçbir kulunu yapa yalnız ve evlatsız bırakmasın...Annem çok şanslı. Şu anda yaşayan üç kız iki erkek evladı var. Çocukken anamız bize nasıl kol kanat olmuşsa şimdi de bizler anacığımıza kol kanat olmaya çalışıyoruz. Sadegül Abla gibi Anadolu’nun kasabalarında yaşayan kimsesizleri önce Allah, sonra da komşuları ve hayırsever insanlarımız sahip çıkıyor. İlçem Alaca’da çok şükür komşuluk, yardımlaşma, dayanışma, kimsesizlere sahip çıkma henüz ölmedi.
Ne mutlu Alacalı güzel insanlarımıza.
Yazımı başta yazdığım cümle ile noktalayalım: "Yalnızlık Allah’a mahsustur." deriz de, biz Allah ile olabildik mi bilemeyiz.”(1)
(1) https://sorularlaislamiyet.com/yalnizlik-allaha-mahsustur-sozunu-kullanmak-dogru-mudur-dinimiz-yalnizlik-konusunda-ne-der?amp