BOZKURTLAR
ATSIZ
BİRİNCİ KİTAP
BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ
Bıyıklarımız henüz terlememişti. Ama emareleri başlamıştı. Buluğ çağında idik. Kanımız fıkır fıkır kaynıyordu. Alaca Ülkü Ocaklarında, Hüseyin Nihal Atsız’ın, elimize tutuşturdukları “ Bozkurtların Ölümü” ve ”Bozkurtların Dirilişi" kitaplarını bir çırpıda okumuş, hepimiz birer korkusuz “BOZKURT”, “ KÜRŞAD” , “ONBAŞI YAMTAR” , “ ONBAŞI SANCAR” olmuştuk...
Hatta sebze pazarında Hamit Eniştemin yanında karpuz satarken, yan komşumuz Rahmetli Satılmış Ağabeyimin uzun saçlı "Papaz lakablı " Halim arkadaşı bana "Onbaşı Yamtar" ismini takmıştı.
“Bozkurtların Ölümü” ve ”Bozkurtların Dirilişi" kitaplarını okuyan o yaşlardaki bizleri inanın Çin’e gönderselerdi, gözümüzü hiç kırpmadan Kürşad gibi kırk çeri ile gider, Çin’i basar gelirdik.
Roman bizleri çok etkilemişti. “Bozkurt” sembolü bizim için yakamıza gururla takdığımız bir ülkücülük işareti olmuştu. O yıllarda yakamıza takdığımız "Bozkurt" rozeti , bize manevi bir güç veriyordu. Kendimizi yenilmez bir kahraman olarak görüyorduk.
"Çünkü, Kurt hayvanlar dünyasının pençesi en sert olan bir hayvandır. Türk ise, insanlık alemini yiğitlikte en önde bulunanıdır. Kurt hürriyetine düşkün cesur ve atılgan bir hayvandır. Bu özellikler aynı zamanda, Türk Milletinin de karakteristik özelliğidir. Türk Milleti yüzyıllar içerisinde mili kültür değerlerine kattığı ve adına "Bozkurt" dediği bu kurt ile o kadar haşır neşir olmuştur ki; milletimiz bu sert pençeli hayvanı yüzyıllar boyunca kendisinin yakını, yani yol göstericisi, kendi varlığının bir parçası gibi bilmiştir. Türk Milleti bu yapısı küçük fakat hayat mücadelesindeki yeri büyük, cesur ve sert hayvanı öylesine besimsemiştir ki, kendisinin Bozkurt neslinden olduğuna dair inanmıştır.Türk Milleti tarih boyunca kendi ruhi, sosyal ve askeri hayatı ile kurdun hayatı ile özdeşleştirmiş ve bu hayatını kendi milli bir sembol olarak seçmiştir." (1)
Bu konuda çok şeyler yazabilirim ama bu kadarla yetinelim...Biraz olgunlaşınca yakalarımızda “ Üç Hilal” görünmeye başladı.
2020'nin Ocak ayında mı idi tam hatırlayamadım; Ankara Ato’daki Kitap Fuar’ında oğlumun okuması için , benim de çocukluk yıllarımda yaşadığım duyguları yaşasın ve bir BOZKURT olsun diye, Atsız’ın “ , bizim zamanımızda iki kitap halindeki “Bozkurtların Ölümü” ve “ Bozkurtların Dirilişi” kitapları , Ötüken Yayınevince “ BOZKURTLAR” adı altında birleştirilip tek kitap haline getirilen romanı aldım. Oğlum, henüz okumadı.
Elli yıl YAŞLI BİR BOZKURT olarak romanı tekrar okumaya başladım. İşte okuduğum bu kitabın ilk yüz sayfasından sizlere derlediğim satırlar ve bilgiler....
Çulluk Kağan, Çinli evdeşi (eşi) İçing Katun, tarafından ağu (zehir) ile öldürülüyor. Kurultay, Çulluk Kağanın oğullarından Yaşar Şad'ı ve Şu Tegin’i seçmiyor, Kardeşi Bağatur Şad’ı seçiyor. Bağatur Kağan tahta geçince Kara Kağan adını alıyor... Kara Kağan, Çulluk Kağan’ın büyük oğlu Yaşar Şad’a Tulu Han, Şu Tegin’e de Kürşad adlarını veriyor. Türk töresine göre kardeşi Çulluk Kağan’ı zehirleyen Çinli İçing Hatunu evdeşi ( eşi) yapıyor....
"Kara Ozan, Çulluk Kağan’ın öldüğünü duyunca bağdaş kurup, kopuzunu söyletiyor. Kara Ozan’ın parlak sesi bir çığ gibi bozkıra ve gönüllere iniyordu. Kara Ozan şu deyişi ( şiiri) söylüyor:
Çulluk Kağan öldü mü?
Türkler başsız kaldı mı?
Korkak Çinli güldü mü?
Parçalanır yürekler!
Kim bize kurdu tuzak?
Tanrı Türklerden uzak!
Kağandır yurda bezen.(süs)
Parçalanır yürekler.
Çulluk Kağan gitti,
Şimdi uçmağa gitti.
Bunu bize kim etti?
Parçalanır yürekler!
Yıldızımız sönmüştür,
Yağılar sevinmiştir,
Kağan ağulanmıştır,
Parçalanır yürekler.
Her biri kanlı savaş günleri görmüş , ölümden birkaç yol yakayı sıyırmış savaş erleri, 15 yaşındaki çocuklardan 60 yaşındaki kocalara kadar bu binlerce kişi titrek seslerle “ Parçalanır yürekler!..” diye inledikçe binlerce Bozkurt uluyormuş gibi bozkır inliyor, karşıdaki ormanın içindeki bozkurtlar bu soydaşlara kendi sesleriyle cevap veriyorlardı. Kara Ozan söylüyordu:
Şimdi bunludur budun.
Kağan , bizi tek kodun.
Bunu sen ettin Katun!
Parçalanır yürekler!
Katun seni asmalı,
Öz yurdunu basmalı,
Yüz bin Çinli kesmeli,
Parçalanır yürekler!
Şimdi gönül sayrıdır(hastadır)
Kağandan ayrıdır,
Çinli Katun eğridir,
Parçalanır yürekler!
Sayrıya(hastaya) em ( ilaç) deme,
Yaramız gelmez eme,
Kara Ozan inleme,
Parçalanır yürekler!
Kara Ozan kopuz çalıp ezgisini okurken birdenbire karanlıkta bir ses haykırdı:
-Ozan, kes! Gönülleri dağlıyorsun!.."
Evet, Dostlarım gördüğünüz gibi bizim ozanlarımız bir Kağanı öldüğünde ve öldürüldüğünde kopuzunu alır, ucunda ölüm de olsa, hiç kimseden korkmadan halkının hislerini , duygularını dile getirir ve söyler....
Kara Ozan bunları söylemiş .
Ben de Atsız Bey’in “ Bozkurtların Ölümü” , “ Birinci Kitabının” ilk yüz sayfasında ki ;Eski Türk adları ile ifade edilmiş Romanın kahramanlarının isimlerini , unutulmuş eski Türk kelimelerini ve anlamlarını; ayrıca ilginç bulduğum romandaki Türk Törelerini sizler için derledim...Belki birileri çocuklarına Arda, marda gibi batı isimler yerine buradaki Türk adlarını koyarlar diye düşündüm.Bir çocuğa bu isimlerden biri konulursa çok bahtiyar olurum.
Romanda geçen Eski Türk İsimleri:
Yüzbaşı İşbara Alp
Yüzbaşı Alp Çavlı
At Uşağı Çalık
Onbaşı Yamtar
Onbaşı Sancar
Onbaşı Pars
Tunga Teğin
İçing Katun ( Çinli Hanım)
Çulluk Kagan
Onbaşı Sülemiş
Onbaşı Gök Börü
Onbaşı Arık Buka
Onbaşı Buğra
Onbaşı Kara Budak
Onbaşı Üç Oğul
Kara Ozan
Çuçu
Yaşar Tegin
Tunga Tegin
Kül Er Tegin
Bağa Tarkan
Tüng Yabgu Kagan
Bağatur Şad (Kara Kağan): Çuluk Kağanın Kardeşi
Çulluk Kağan’ın oğulları:
Şu Tegin ( Kürşad)
Yaşar Şad( Tulu Han)
Eski Türk Kelimeleri ve anlamları:
Çeri; Asker
Us; Akıl
Bunlu: Kederli
Evdeş; Zevce
Gezlemek: Nişanlamak, nişan almak.
Çakın: Şimşek
Deyiş; Şiir
Bezer: Süs
Ezgi: Beste, musiki.
Em: İlaç
Sayrı:Hasta
Eçi: Amca, “Ağabey” anlamına gelir.
Arık: Zayıf, sıska
Esrimek: Sarhoş olmak
Buşku: Heyecan; Buşkulanmak: Heyecanlanmak.
Eye: Sahip
Dilmaç: Tercüman
Azık: Erzak
Buğra: Erkek deve
Albız: Şeytan
Aldamak: İğfal etmek.
Çaşıt: Düşman
Sağrak: Kadeh, bardak.
Ok: Kabile anlamına da gelir. Batı Türkleri on kabile olduğu için bunlara “ On Ok” da denir.
Bitig: Yazı, mektup
Bidevi at: Bir nevi hızlı, soylu at.
Ulca: Ganimet
Bay: Zengin. Baymak: Zengin olmak,
Kineşmek: Meşveret etmek, müzakere etmek,
Kineş: Meşveret, şura.
Asıgsız: Faydasız, menfaatsiz.
Tümen: 10.000 kişilik çeri ( asker).
Yerinmek: Müteessir olmak.
Yüksünmek: Bir şeyi, bir işi zahmet saymak
Kannış: Cilve
Düş: Rüya
Yay: Bahar
Yargı: Mahkeme, hüküm
Yasavul: Polis, inzibat.
Tamu: Cehennem.
Singil: Küçük kız kardeş.
Karımış: İhtiyarlamış.
Kalın: Çeyiz.
Avunç: Teselli.
Şurlamak: Şarıl şarıl akmak.
Anda: Kankardeşi.
TÖRE:1)Türklerde büyükler yay kirişi ile boğulur.2) Kağan ölünce yerine geçen kardeşi ölen kağanın eşi ile evlenir.
Kaynak:(1) Wattpad.com, By FatihBayram44, "Bozkurtlar Neden Türk Simgesidir"
Not: Bozkurt resmi ;Pinterest, Bozkurt/Mavi sanat, Kurt dövmeleri, Bayrak, sitesinden alındı.