“İster zengin ol ister fukara; yemekten sonra yak bi cuvara” derlerdi eskiden büyüklerimiz ve yemeği yer yemez de yakarlardı cuvarayı. Büyük bir zevkle tüttürürlerdi dumanını.
Sigara ile ilgili “Kepek yapıyo abi!”, “Öksürtüyor abi!”, “ Kanser yapıyor abi”, “Sigara
öldürür” yazılarımı okuyup da, şimdi
“İster zengin ol ister fukara; yemekten
sonra yak bi cuvara!...” diyecek bir babayiğit çıkar mı bilmem.
Ben çıkmaz diyorum; ama yine de belli olmaz…
İnsanoğlu içtiği sigaranın üzerinde koca koca
harflerle “Sigara sağlığa zararlıdır” yazısını her bir sigara yaktığında
okumasına rağmen, kolay kolay bırakamıyor. Ama inanıyorum ki eninde sonunda pes
diyecekler ve elindeki Pis Kokan Sigara’dan son bir kez bir fırt çekip “Lanet
olsun artık ben bu zıkkımı içmeyeceğim” deyip, yere atacaklar;
ayakkabılarının altında ezecekler.
Sigara Tiryakilerinin sanırım haberleri vardır.
Kabahatlar Kanunu gereği, 19 Temmuz 2009 Pazar gününden itibaren; kapalı
alanlarda, Yüce Yaradanımızın bizlere karşılıksız ve ücretsiz bahşettiği o
güzelim ter temiz havamızı KİR-LET-Mİ-YOR-LAR diyecektim ama diyemedim . Çünkü hala kapalı alanlarda fosur fosur sigara
içiliyor…
4 Kasım 2018 akşamı yayımlanan Habertürk Televizyonundaki SİGARA
ile ilgili canlı yayında, Sağlık Bilimleri Üniversite Rektörü Sayın Cevdet Erdöl Bey , üzülerek ifade
ederek sigara yasağının en çok ihlal edildiği kapalı alan olan yerleri şöyle
sıraladı:
1)
Milletvekillerinin (Sigara yasasını çıkaranların) odalarında,
2)
Emniyet Binalarında,
3) Adalet
Saraylarında,
4)
Kıravatlıların (üst düzey yetkililerin) gittiği mekanlarda...
Bu kanunun çıktığında “Gözünüz aydın sigara içmeyen sevgili dostlarım. Sigara Tiryakisi
olmayan bizlerin 19 Temmuz 2009 tarihi
bir bayram günüdür. Bugünü hafızanızın bir yerine yazınız. Bence bu bir
devrimdir; sigara içmeyenlerin kazandığı en büyük bir inkılâp.” demiştim,
keşke demez olaydım….
Yasayı çıkaranlar ve yasayı uygulaması gereken
makamlar bu yasağı ihlal ettiği müddetçe;
kapalı alanlarda sigara içme
yasağı başarılı olamaz. Bu böyle biline.. Atalarımız boşa dememişler “Balık baştan kokar.” Bu yüzden sigara
yasağı konusuna baş olan kısımların harfiyen uyması gerek…
İlçem Alaca’da, kapalı alanlarda sigara içme yasağından yirmi yedi yıl önce,
Rahmetli Recep Yazıcıoğlu; hem Kaymakamlık hem de Belediye Başkanlığı’nı
birlikte yaptığı (1980-1985) yıllarında
hiçbir yasaya dayanmadan, kahvehanelerde (yani kapalı alanda) sigara içmeyi yasaklamış, bu mekanlara satranç
koydurmuş, gazete ve kitap okuma bölümleri açtırmış, sokağa tükürmeyi de
yasaklamıştı.
Hatta bir gün bizzat kendisi Alaca Belediye
Binası’ndan aşağıya bakarken, yere tüküren bir şahsı görmüş; pencereyi açıp,
zabıtaya meydanı kirleten şahsı yakalatıp, o zamanın parası ile ceza
kestirmişti. Bu yasaklardan dolayı Recep
Yazıcıoğlu’na, ilçemizde Osmanlı İmparatorluğu’nda yasakçılığı ile ün
yapmış padişahın ismi olan “ IV. Murat” lakabı takılmıştı.
Bizler o yıllarda gençtik. Sayın Yazıcıoğlu’nun
almış olduğu bu radikal kararlarına isyan etmiştik. O büyük insanın kıymetini
bilememiştik ve “Hangi devirde
yaşıyoruz. Burası komünist bir rejim mi? Böyle baskı olur mu? İnsanların sigara
içmesine bir kaymakam nasıl karışır?” diye, kendi aramızda Rahmetlinin
arkasından veryansın etmiştik.
Ama yıllar sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
çıkardığı Kabahatlar Kanunu ile 19
Temmuz 2009 tarihinden itibaren kapalı mekânlarda sigara içilmeyeceği tüm ülke
sathında yürürlüğe girince, Rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun yıllar önce Alaca
ilçemizde başlattığı “Sigara Yasağı”
uygulamasında ne kadar haklı ve aydın bir insan olduğunu şimdi yeni anlıyoruz.
1982
yıllarda Alaca İlçemizde kahvehanelerde bizlerin sağlığını düşünen ve sigara
dumanından bizleri kurtaran Merhum Recep Yazıcıoğlu’na ne kadar teşekkür etsek
azdır.
Recep Yazıcıoğlu yaşasaydı, yirmi yedi yıl sonra,
ilçemizde uygulamaya koyduğu “Kapalı alan
statüsündeki kahvehanelerde Sigara Yasağı” düşüncesinin ülke sathında
gerçekleştiğini görse idi; ne kadar mutlu olurdu değil mi?
Büyük insanlar bu dünyadan erken göçüyor. Recep
Yazıcıoğlu’da büyük insanlardan biriydi. Çok verimli olacağı yıllarda ecel onu
aramızdan aldı. Şahsını ilçem Alaca’da öğretmenlik yaptığım yılarda Kaymakamım
olması nedeniyle yakından tanıdım. Hatta bir gün pat diye Kızıllı ilkokulumuza
çıkıp gelmişti. Lacivert renkli takım elbiseli bir kaymakamı beklerken karşımda
kıravatsız, spor giyinmiş enerji dolu, heyecanlı bir kaymakamı görünce çok
şaşırmıştım.
Gençlik yıllarımızda “Sigara Yasağı”ndan
dolayı eleştirdiğimiz Rahmetli Yazıcıoğlu hakkını bizlere helal eder mi bilmem.
Onun sayesinde yıllar önce ilçemizde birçok insan sigaradan kurtuldu. Bu büyük
insanın Mekân-ı Cennet olsun.
“Sigara
Yasağı” ile ilgi bugünlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde önceki
uygulamalarda görülen aksaklıkları gidermek için yeni düzenlemeler yapılıyor. Şimdiden vatana millete hayırlı olsun.
“Sigara
Yasağı” ile ilgili bugüne kadar çıkan yasal düzenlemelerde emeği geçen herkesi en
kalbi duygularımla kutluyorum.
Çünkü
sigara içmeyen bizlerin ömürlerini bu vesileyle uzatmış oluyorlar.
Allah hepsinden razı olsun.
Son söz olarak ta hemşerilerime “İster zengin
ol, ister fukara; yemekten sonra yakma! bi cuvara” diyorum ve sigara ile
ilgili yazdığım yazılarıma yorum yazıp güzel bir şiirle süsleyen Gönüllerin şairi Durak Yiğit’i sizleri
başbaşa bırakıyorum.
“Hiç
kimse sigaraya dost demesin, dost olarak görmesin...Zira 45 yıl ben bu laneti, zıkkımı
içtim. Şimdi ise 10 yıldır astım hastasıyım, evden dışarıya nadirdir
çıktığım..Çünkü nefesim yetmiyor...
En azından dost cümlesinin özendirici
olduğunu aklınızın ucuna yazın unutmayın.. Sizden sonra ki nesilleri
düşünün,,Kötü alışkanlıkların tamamı özenti ile başlar..Örneğin erkek adam
sigara içer..BEN DE DİYORUM Kİ....SİGARA İÇEN BİRİSİNİ ÖPMEK KÜL TABLASI
YALAMAYA BENZER.
Paran
bittiğinde kalın en sona
Gel sen
beni dinle dost deme ona
Sonra
yalvarırsın şuna ve buna
Gel sen
beni dinle dost deme ona
Bende
senin gibi öyle diyordum
İçmiyordum
onu sanki yiyordum
Böyle
olacağnı hiç bilmiyordum
Gel sen
beni dinle dost deme ona
Hemi güçlü
hemi bilirdim işi
Aldı
ağzımdaki olan tüm dişi
Bunu
içmeyenmiş meğer er kişi
Gel sen
beni dinle dost deme ona
Sigara
üstüne sigara yaktım
Tabuta
elimle çivimi çaktım
Kırkbeş
yıl geriye şöyle bir baktım
Gel sen
beni dinle dost deme ona
Bir adım
ileri hızlı atamam
Almadan
ilacı rahat yatamam
Durdu elim
kolum çivi çakamam
Gel sen
beni dinle dost deme ona
Gönüllerin Şairi Durak Yiğit “
Dumansız günlere merhaba.
Hoşça
kalınız.
Şükrü
BİLGİLİ