Bugün yine gezerken yolum bir şapkacının dükkanı ile kesişti.

Malum artık yaz geliyor. Yazın sıcağında da daha önce aldığım üç adet Diriliş Dizisinde giyilen kalpaklar giyilmez.

Yaz şapkalarını bir dükkanın önünde görünce dayanamadım daldım içeri..

Şapkacı benim kafayı iyice bir tetkik etti. Tezgahından tek bir tane kalmış olan dokuz numara bir şapkayı uzattı.

Vallahi ne deyim şapka cuk oturdu. Adam göz ucu ile bizim kafayı milimi milimine ölçmüş.

."Aynan var mı" dedim.

El kadar bir aynayı dikiş makinesinin üzerine monte etmiş. O aynayı gösterdi. Hafifce eğilerek aynaya baktım, küçük aynada tam kafa profilimi göremediğimden " iyi idare eder "dedim,

Aslında şapkacının yanındaki dükkancı boy boy ayna satıyordu.

Tabii yüzüne söylemedim şapkacının ama içimden ;

"Be mübarek adam , şu yanındaki aynacıdan bir kellenin şapka giydiğinde onu tam gösterecek bir ayna alsan da 'şapka yakıştı mı yakışmadı mı?' iyice bakabilsek. "

Şapkacı uyanık Kayserili ya.. Tabi bizim kılık kıyafette biraz düzgün. ..Kafada da saç yok...Bu kelin şapkaya ihtiyacı var diye de düşünüyordur içinden.

"Abi bu şapkadan yüzlerce yaptım. Hep toptan sattım. Bu da tek kalmış. Kumaşı da altın yıldız. Kaçırma al. Sana da yakıştı" dedi.

Tabii benim kafaya altın yıldız kumaş şapkadan başkası da yakışmaz,

Şimdi ben size soruyorum dostlarım.  Kayserilinin dediği gibi " Bu imaj yani altın yıldız kumaşlı şapka bana yakıştı mı"

Kayserili beni kazıkladı mı?

Çünkü hiç pazarlık yapmadım. Sadece bozuk parası çıkmadığı için benden elli kuruş almadı. .

Dostlarım bu yazımı ayak üstü yürüyüş yaparken yazdım.

Oldu mu olmadı mı takdir sizin.Tabi ayakta yazılan yazıda ufak tefek hataları da görmezsiniz sanırım. ...

Hala kafamda Kayseriliden kazık yedik mi yemedik mi onu düşünüyorum....