Sevgili Dostlarım,
Sizlere bir 23 Nisan Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramının olduğu gün başımdan geçen ilginç bir olayı anlatacağım.
Oğlum ile bayram bitişinde okul Müdürümüz Hasan Beyin su böreği ve baklava ikramını yedikten sonra eve geldik.
Öğle ezanı okunuyordu.Acele abdestimi aldım." Camiye gidip namazı kılayım" dedim.
Evim camiye beş dakika mesafede idi. Ezan yarı olmuştu. Sünnete yetişemeyeceğimi biliyordum. Hiç olmazsa öğle namazının farzına yani cemaatle namaz kılmaya yetişirim diye apar topar aceleyle çıktım yola.
Evimden on adım ya gittim ya gitmedim. Arkamdan bir otomobil yolun ortasında durdu. Ben yolun solundan yürüyordum .
Otomobilin içindeki vatandaş sol camını indirdi. Camdan dışarı kafasını çıkarıp bana baktı.
Ben herhalde adres soracak dedim otomobile yanaştım.
" Buyrun beyefendi" demeden otomobilin içindeki benim gibi hafif sakallı, temiz yüzlü bir vatandaşımız ;
"Hacı abi, camiye mi?" Dedi. Ben de" Evet" deyince, sağ kapısını açtı ve beni arabasına davet etti.
Allah razı olsun Kırşehirli hemserimden. Sitelerden emekli olan bu güzel dostumun sayesinde öğle namazını imamın arkasında kılarak cemaatle kılınan namazın sevabını aldık sanırım.
İşte dostlarım gördüğünüz gibi;
Her namazda okuduğumuz Fatiha süresinde iki ayette bize demiyor mu?
"Yalnızca sana ibadet eder. Yalnızca senden yardım dileriz."
Bir yardım talebinde bulunacaksak, O kapıya eller açılmadan önce O 'na ibadet etmeliyiz Dostlar. ..
Tüm yavrularımızın bayramını kutluyorum.