ÇAĞIMIZIN MÜNAFIĞI KİM ACABA ?
Artvin Öğretmen Okulu arkadaşlarımdan Mustafa Üçüncü geçenlerde cenaze
nedeniyle gittiği bir camide, imamın münafıklık konusunu işlediğini ve hocanın münafıklık alametlerinin:
1) Emanete hıyanet emek,
2) Konuştuğu zaman yalan söylemek,
3) Verdiği sözde durmamak,
olarak ifade ettiğini yazdı.
“Şimdiye kadar ki söz ve hareketlerinizde yanılmış olduğunuzu beyan
ederek Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır’dan özür dilediğiniz takdirde idam
hükmünüzü bozacak ve sizi serbest bırakacaktır.” teklifine karşılık,
“Eğer idamı hak etmiş olarak , Hakk’ın emri ile ipe çekiliyorsam, buna
itiraz etmek haksızlıktır. Eğer batıl-ın zulmüne kurban gidiyorsam; batıldan
merhamet dileyecek kadar alçalamam!..”
diye cevap veren, eserlerinin bir çoğunu hapiste yazan ve en büyük eseri
olan Fîzılâl-il Kur’anın son yarısını da hapishanede tamamlayan ve 29.8.1966 da
Mısır’da idam edilen Prof. Seyid Kutub’un Fîzılâl-il Kuran tefsirinin birinci
cildini okurken Münafıkla ilgili konu
dikkatimi çekti …
Okuduğum bu tefsirde, Bakara Suresinin
204, 205, 206 ve 207 ayetlerinde iki tip insandan bahsediyor.
“Birincisi, dili tatlı, kalbi kara, tabiatı şirretli, husumeti azgın, fıtratı bozuk
ve riyakâr bir MÜNAFIK tipidir.
İkincisi ise imanı sağlam, ihlâsı tam, Allah için herşeyden feragat eden dünyevi
şeylere değer vermeyen MÜMİN tipidir.
Her iki güruhda insanlar arâsında
pek çoktur.
“Sanki siz parmaklarınızla onu gösteriyor, milyonlarca kişinin arasından
seçiyor ve :” İşte bu; Kur’an-ın kastettiği
insanın ta kendisidir!..” ifadelerini
okuyunca ürperdim….
Şu anda bile parmağımız ile
göstereceğimiz Münafığın özelliklerini, elli yıl önce yazdığı tefsirinde çok güzel
tarif etmiş Merhum Seyid Kutup Hazretleri..
Bakalım çağımızın bu Münafığını, aşağıdaki
satırları okuyunca, siz de parmağınızda
göstere bilecek misiniz?
Merhumun, satırlarını okuyamaya devam edelim...
“insanlardan öyleleri vardır ki;
dünya hayatına dair sözleri senin hoşuna gider . Ve kalbinde olana Allah’a
şahit tutar. Halbuki o , düşmanların en yamanıdır.
Ve o, yanından ayrılınca yeryüzünde
fesat çıkarmaya, harsı ve nesli kökünden kurutmaya çalışır. Allah fesadı
sevmez.
Ve ona “Allah’tan kork” denilince kendisini günah ile bir izzet-i nefis
yakalar. İşte ona cehennem yeter.
O ne kötü bir yataktır… İnsanlardan öylesi de vardır ki; Allah’ın
rızasını isteyerek nefsini satar. Ve Allah, kullarına çok merhametlidir.”…(Bakara
Suresi:204-2007)
Şüphesiz ki burada her kelime;
duyguları canlandırmada ve izleri belirtmede, bir resim fırçasından çıkan
çizgilerden daha canlıdır. Sür’atle resimleştirilen örnekler, şahsiyeti
belirmiş halde canlı bir varlık olarak meydana çıkıyor. Sanki siz
parmaklarınızla onu gösteriyor,
milyonlarca kişinin arasından seçiyor ve :” İşte bu; Kur’an-ın kastettiği insanın
ta kendisidir!...” diyorsunuz.
Bu yaratma işlemi, canlılar
aleminde Barî olan Allah’ın yed-i kudretinden
her lahza çıkan yaratma ameliyesinin en güzel örneğidir.
Konuşan bu mahlûk kendi nefsinde;
hayırdan, ihlâsdan, tecerrüdden, sevgiden, yücelikten, insanlığa temizlik,
saâdet ve iyilik saçma arzusundan meydana gelen bir nüve taşıdığını belirtiyor.
Sözleri seni cezbetmektedir.
Dilinin tatlılığından hoşlandığın
budur.
Sesinin nağmesini sevdiğin budur.
Senin hoşuna giden; onun
hayırdan, ihsandan, islâhdan söz etmesidir…
“Ve o kalbinde Allah’ı şahit
tutar.”
Evet, ifade ve tesiri artırmak
için şahit tutar…
“Teceddüt ve ihlâsını te’kid
etmek, Allah korkusunu ve takvâyı izhar etmek için şahit tutar….
“Halbuki o, düşmanların en yamanıdır.”
Hakikatta ise nefsi, husumet ve
düşmanlıkla dolup taşmaktadır.
Onun nefsinde müsâmaha ve ihsana
yer yoktur.
Onun nefsinde güzelliğe ve
fedakârlığa yer yoktur.
İçi dışına uymayan, zahiri ile
batının birbirinin aksine olan işte odur…
Yalancılıkta, dolandırıcılıkta,
hilekârlıkta maharet gösteren odur…
“ Ve o, yanından ayrılınca yeryüzünde
fesat çıkarmaya, harsı ve nesli
(ekinleri ve zürriyetleri) kökünden kurutmaya çalışır. Allah fesadı
sevmez.”
Rabbim, münafıklardan bizleri korusun.
Merhum Seyid Kutub’un elli yıl önce “Sanki siz parmaklarınızla onu gösteriyor, milyonlarca kişinin arasından
seçiyor ve :” İşte bu; Kur’an-ın kastettiği
insanın ta kendisidir!..” dediği , MÜNAFIĞI
tesbit edebildiniz mi?
Çağımızın bu münafığı kim acaba?
Ben tesbit ettim…. Siz de tesbit etmeye çalışın….
Cumanız mübarek olsun dostlarım….
Cuma günleri de fırsat buldukça okuduğum dini kitaplardan ilgimi çeken
satırları sizlerle paylaşacağım….