1-AYLARIN GELİNİ HIDIRELLEZ
Hıdrellez neşe, sevinç, umut, mutluluk, huzur, yeşil, su, hayat, bahardır.
Hıdrellez huzur dolu günlerin başlangıcı, iyilikleri mücdeleyen bereket, eğlence coşku dolu gündür.
Türk halk kültüründe önemli bir yer tutmuş, halkın inançları arasına geçmiş bir gündür.
Hıdrellez
çok eskilerden beri kutlanıla gelen bir gündür. Yöreden yöreye bir
takım farklılıklar gösterse de temelde iyiliklerin, güzelliklerin
buluşması olarak değerlendirilmiştir. Bu sebeple olsa gerek ki insanlar
bu gün işi gücü bırakır, eğlenceler tertip ederler, kırlara çıkarlar.
Güneş, masmavi gökyüzü, yemyeşil çimenler, berrak, tertemiz su ve insan birbirine kavuşur.
O gün dua edilir, bereket dilenir, insanların neşeleri sevinç çığlıkları gökyüzüne yükselir.
İnsanlar böylesine güzel duygularla benimsedikleri bu güne AYLARIN GELİNİ ismini vermişlerdir.
2-GERÇEKTE HIDIRELLEZ NEDİR?
Hıdrellez
gerçekte, Hızır ve İlyas’ın her yıl buluştukları, bir araya geldikleri
gün olduğuna inanılan ve kış mevsiminin sona erip, yaz mevsiminin
başlangıç günü kabul edilen, genelde Miladi takvime göre 6 mayıs günü
kutlanılan bir gündür. Bu güne HIDIR ve İLYAS isimlerinin birleşmesinden
HIDIRELLEZ denilmiştir.
Hızır
veya Hıdır isimli kişinin peygamber olduğu, veli bir kul olduğu, salih
kullardan bir kimse olduğu hatta Nuh ‘(A.S) ın gemisinde bulunduğu
rivayetler arasındadır. İlyas (A.S)’ında peygamber olduğuna hiç şüphe
yoktur.
3-KÖYÜMÜZDE HIDIRELLEZ
Hıdırellez gününden bir gün öncesinden bir tellal vasıtasıyla “Yarın Hıdrellez Sofrası Kurulacağı” tüm köylü halkına duyrulur.
Hıdırellez sofrası kurulacağını duyan köylülerimiz o akşam özel yapılan “kalakay”ı (Hıdrellez Çöreğini) tezekközünde
güzelce pişirirler. Kalakay çöreğinin yanında her ev imkanı ölçüsünde
yiyecek bir şeyler hazırlar; kimi göbete, kimi cantık, kimi kıykaşa,
kimi şaşuv, kimi ayran, kimi hoşaf…
Akşamdan
dilek tutmak isteyenler gün ışımadan erkenden kalkar, bir gül ağacı
dibini para koyarak, gönlünde ne dilek varsa onu tutar. Bu dilek ya
evleneceği bir kız olur ya zengin olmak isteği ya da erkek çocuğu veya
kız çocuğunun olması gibi değişik dilekler olabilir.
Hıdırellez
günü köyde bulunan erkekler öğlen namazını hep beraber camide kılarlar.
Topluca camiden çıkan cemaat cami yakınında bulunan dambaşılı evler
üzerine kurulan sofralara otururlar. Köyün genç delikanlıları köy
kadınların akşamdan pişirdikleri kalakay hıdrellez çöreklerini,
göbeteleri, şaşuvları, kıykaşaları ve ayranları sofraya oturanlara ikram
ederler ve köylü hep birlikte karınlarını doyururlar. Sofradan sonra
imam bir sofra duası okur. Herkes bu güzel duaya “amin” der.
Dambaşı
üzerinde yenen yemekten sonra köylülerimiz topluca mezarlık önüne
gelerek ölülere "Fatiha" okurlar. Arkasından köy imamı Kur'an'dan
ayetlet okur, "Allahımızın bol yağış ve bereket vermesi ve her türlü felâketlerden ülkemizi ve köyümüzü koruması için" dua okur. Köylülerde hep beraber bu duaya "âmin" der.
Dua faslından sonra toplulukta bulunan orta yaşlılar "Kazıklı Tura" oynamak
için çayırlara gider ve orada bu oyunu oynarlar, güreş tutarlar, davul
zurna ile halay çekerler. Akşama kadar kendi aralarında eğlenirler.
Köyümüzün
çok geniş büyük bir harmanı vardır. Mayıs ayında yemyeşil otlar kaplar
harman yerini. Köyün erkekleri öğle namazında camiye giderken köy
kadınları da çocuklarını ve akşamdan yaptıkları hıdrellezi çöreklerini
ve diğer yiyeceklerini yanlarına alarak yem yeşil otlarla bezenmiş
harman yerine giderler. Büyük bir sofra bezi serilir harmana. Bohça
içinde getirilen çörekler bu geniş sofra bezlerinin üzerine konur.
En
önde yaşlılar, ortada daha gençler, arka saflarda ise çocuklar yaş
sırasına göre sıralanarak yeşil otların üzerine diz üzeri otururlar.
Köyümüzn en yaşlılarından ve güzel Kuran okuyan Perdevis, Gülüzar,
Leyla, Kör Gülüzar, Sebiha hala, Nazife hala münacaat okurlardı.
Bunların arkasında bulunan kadın ve kız çocukları avuç içleri yere
bakacak şekilde ters açarak münacaata eşlik ederler. Münacaatta sonra " Hayırlı yağmurlar, bolluk ve berekekli ürünler vermesi için Allaha" dua
edilir. Özellikle çocukların her duanın arkasından "âmin" diye
bağırması harman yerinde yankılanır. Bu olay "Yağmur Duası" töreninde de
aynı şekilde yapılırdı.
Kur’an
okuyan yaşlı kadınlar, her evden getirilen ve bir sofra bezin üzerinde
toplanan çörekleri parçalarlar;dilim dilim yaparlar. Sonra da dua
ederler. Aileler dudan sonra grup grup otururlar. Bu senenin taze
gelinleri önlerine peştamal takarak çörekleri grup grup oturanlara
dağıtırlar.Camiden çıkan erkekler nasıl bir arada çörekleri yediyseler,
kadın ve çocuklarda yine birarada çörekleri yerler.
Köylülerimiz akşamdan pişirdikleri “kalakay“ hıdrellez çöreğini hıdırellez günü çocukların beline “telli çevre“ile bağlayıp ekin tarlalarına gönderirler. Bu çörekleri çocuklar buğday tarlalarında “bolluk“ olsun diye yuvarlarlar. Bu yuvarlamada çörek düz düşerse “bolluk ve bereket fazla, ters düşerse kıtlık olacak“ diye yorum yaparlar. Çocuklara yuvarladıkları çörekler hediye edilir.
Kömeşler-çörekler
bittikten sonra genç kızlar ve erkekler kendi aralarında çeşitli
oyunlar oynarlar. Kadınlar onları seyreder. Kızlar genelde hıdırellezde
halay çekerler, düğünlerdeki oyunlardan ve özellikle “çömlek oyunu“ ve
“çekirge oyunu “oynarlardı.
Akşam
herkes evine dağılır. Bir genç nişanlı kızın evinde kızlar toplanır.
Erkeklerde pencereden bakarlar. Kızları seyrederler. Sevdiği kızı
kaldırıp oynatırlar. Kızda kalkar oynar. Delikanlılar buradan
beğendikleriyle evlenirler . Kızların bu oyunlarında “dare“ denilen “def“ çalınırdı. Her genç kızın evinde “Zilli Dare“ olurdu. Üzerinde “Mor Süleyman“ yazılır. Bunu Hatice Nine mor boyayınan yapardı. Darenin derisi
ineğin ince karnının derisinden yapılır, kasnağa geçirilirdi.
Kıyılarına da gazoz kapağı veya teneke takarak zil görevini görürdü. Bu
oyunlar sabaha kadar sürererdi. Delikanlılar “Cığın Dağıldı” diyerekten bacısını alır, evine giderdi.
Maalesef
bu güzel hıdırellez geleneğimizden yukarıda bahsedilen bazı güzellikler
unutulmuş durumda. Mesala kadınların harmanda toplanıp Kur'an okuması,
erkeklerin camiden çıkıp dambaşılarda yemek yemesi, orta yaş
delikanlıların "kazıklı tura oynu" oynaması, genç kızların kendi
aralarında oyunlar oynaması gibi. Buna rağmen derneğimiz bu güzel
geleneğimizi yaşatmak için 2002 yılından bugüne kadar her yıl çok güzel
hıdırellez şenlikleri yaptı.Unutulan bu güzel geleneklerden bazılarını
tekrar yaparak, geçmişi yad etti. Bu şenlikler ile ilgili resimleri
görmek için FOTO GALERİ 'den HIDIRELLEZ bölümüne bakabilirsiniz.
KALECİKKAYA KÖYÜ KÜLTÜR SOSYAL
YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
KURUCU BAŞKANI
ŞÜKRÜ BİLGİLİ