Bugün yine KELLECILERİ bulmak için çıktım yola ama yine bulamadım.

KELLECİLERİ ararken bir esnafın kapısının önünde dik bir şekilde yani amuda kalkmış bir eşya gözüme ilişti. 

Bu ilginç eşyayı evirdim, çevirdim bir şeye benzetemedim. 

Yan yatırdım, düz yatırdım, sağa yatırdım, sola yatırdım, tekrar amuda kaldırdım yine de bir şeye benzetemedim. 

Benim eşya ile güreştiğimi gören esnaf yanıma geldi.

"Hemşerim , bu eşyayı ben bir şeye benzetemiyorum ama benim çocukluğumda gördüğüm  eşyaya çok az benziyor, çok ilginç bir eşya"  dedim.

"Evet Hacım, düşündüğün eşyanın bu da KAYSERI versiyonu. Bunu genelde civarda yaşayan YÖRUKLER alıyor"  dedi.

"İçimden şunun fiyatını sorayım,  fiyatı uygun olursa satın alayım. Evin bir köşesine koyayım. " dedim. 

O sırada hanım aklıma geldi " KAYSERİ'DE, benim evime alacak süs eşyası bulamadında; bula bula bunu mu buldun?"  deyip acaba kızar mı diyede biraz terddüt ettim.

"Ben boş ver hanım kızarsa kızsın. Oğlum için aldım derim. Oğlum deyince zaten akan sular duruyor. Ben yinede fiyatını bir sorayım "dedim.

"Kaç para hemşerim bu?" dediğimde 

"Yüz yirmi beş lira"  cevabını alınca biraz durdum. 

Buraya ilk geldiğimde bana hep şu uyarı yapıldı: "KAYSERİDE ne alırsan al. Pazarlık yap.Hatta söylenen fiyatın sen yarısını   ver.."  demişlerdi.

  Ben çingene pazarlığını sevmem. Hiç kıvırmadan  "Hemşerim en son ne olur bu eşya?"  dedim.

"Hacım , sana en son yüz kayme olur"  dedi.

Dostlarım şimdi size iki soru soracağım. Cevaplarsanız memnun olurum:

'Kestane kebap 

Acele cevap" 

İVEDİLİKLE BEKLİYORUM