RAHMETLI ÇOK SEVERDI
Bugün rahmetli babamın ölümünün 14. yıl günü.
13 Nisan 2002 cumartesi sabaha karşı saat yedide hakkın rahmetine kavuşmuştu.
Aradan tam ondört yıl geçmiş. Bu uzun zaman diliminde rahmetli babamı hiç unutmadım.
Uzun bir süredir rüyama gelmiyordu. İnanın bu sabaha doğru rüyamda onu gördüm. Çok mutlu oldum.
Fırsat buldukça rahmetli babama her cuma sabahı Yasin okurum. Bu sabahta tam öldüğü saat olan yedide ruhuna Yasin okuyup bağışladım.
Bugün öğle tatilinde gezerken şekercinin vitrininde" SADRAZAM LOKUMU" gördüm.
Rahmetli babam sadrazam lokumunu çok severdi. Her ziyaretimde ondan ister ve bende isteğini yerine getirirdim.
Rahmetli birgün bu lokumlardan çok yemiş. Lokumlar ağzına , yanaklarına, çenesine yapışmış.
Annem babamın bu halini görünce eline peçete vermiş. "Akay (Erkek=Kırım Tatar Türkçesinde erkek, koca anlamına gelir) ), elini yüzünü şu peçete ile temizle" demiş ve gitmiş.
Beş on dakika sonra annem babamın yanına geldiğinde başlamış gülmeye:
"Akay, Nasrettin Hocaya oşagansın (benzemişsin). Bu ne hal " demiş, pencere kenarindaki aynayi babamin yuzune tutmus.
Rahmetli babam peçeteyi ağzına , yüzüne, çenesine sürdükçe peçeteler lokumlara yapışmış, Kağıt peçeler babamın çehresinde acaip bir görüntü oluşturmuş. Tam bir Nasrettin Hoca'ya benzemiş babam.
Benim sadrazam lokumlarını, yattığı yerin kenarında gömmeli dolapta, bezin altında saklardı.
Birgün Eniştem Ercan, babam uyurken bu lokumlardan çalmak istemiş. Babam uyuyormuş. Enişte sessizce dolaba uzanmış. O sırada babam uyanmış. Hemen elinin altındaki bastonu Ercan enişteye sallamış.
"Kapir mınıpık. (Kafir münafık) Kendisi hiçbir şey getirmediği gibi benim balamın (çocuğumun) getirdiği lokumu mu aşacaksın (yiyeceksin) ha! " demiş.
Altı ay uzun süreli yatakta yattığı için rahmetlinin sırtı çok kaşınırdı. Kimi yakalarsa ona sırtını kaşıttırdı. Ben de çok kaşıdım. Annem kaşımaktan bıkmıştı.
Zaman zaman babam yeğenlerime "Size lokum vereceğim sırtımı tırnarsanız (kaşırsanız) " der, onlara lokum karşılığı sırtını kaşıtır rahatlardı.
Rahmetli lokumu çoook çoook severdi.
Çoğu zaman yeğenler görmesin, isterler diye gizli gizli yerdi.Yeğenlere herşeyi verirdi ama lokumu sırtını kaşımayana vermezdi.
Benim gelmediğim haftalarda lokumu bitince kardeşim Yusuf alırmış.
Babam, "Bu Şükrü'nün lokumu değil" dermiş ve yemezmiş.
Bacım Fatma, "Baba abim Şükrü Ankara'dan otobüsle gönderdi " dermişte, ondan sonra lokumları yermiş.
Bu yüzden şekerciye girip onun anısına SADRAZAM LOKUMU aldım.
Bu vesile ile onu bugün sanki ziyaret etmiş gibi hissettim kendimi.
"Ey Yüce Rabbim. Sen büyüksün. Sen herşeye kadirsin. Sen babama kabir azabı çektirme. Onu Cenneti' nin en güzel köşelerinden birine layık kıl. "
AMIN...