BU MİLLETE DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER
ŞEHİTİERİMİZ İÇİN DUALAR OKUNDU
Aziz Dostlar,
Regaib Kandili münasebetiyle,
Dün gündüz oruçlar tutuldu, akşam okunan ezan ile iftarlar yapıldı; Güneş’in batımıyla başlayan ve sabahın seher vaktine kadar; evlerde , camilerde binlerce nurlu eller semaya kaldırıldı; gönüller Allah’a açıldı , arşa inen meleklerin gölgesinde gözyaşlarıyla Rabbimize dualar edildi.
Bu dualarda, şu anda Güney Doğumuzun bir kaç il ve ilçelerinde vatan için, bayrak için, Kur’an için, İslam için, İstiklal için “Bir gül bahçesine gider gibi” Allah Allah nidalarıyla hainlerin üzerine gözünü kırpmadan giden, geride bıraktığı sevdiklerini, eşini ve yetimlerini hiç düşünmeden, en yüksek mertebelerden şehitlik makamına eren Kahraman Mehmetçiklerimiz ve Polislerimiz unutulmadı.
Aziz Dostlarım, bu sabah ben de Cami Kebir’e sabah namazını kılmak için gittim. Camide yine iğne atacak yer yoktu. Huşu içinde kılınan sabah namazından sonra ilahiler okundu, dualar yapıldı, Allah Allah nidaları bin yıllık caminin taş sutunlarında inim inim inledi.
Cemaat kendinden geçti.
İçli içli ağlayan insanları gördüm.
Gözyaşını akıtan samimi müminleri gördüm.
Şehitlerimiz için “Amin...Amin...” diyen sesleri duydum.
“Yarabbi İslamın son kalası olan Ülkemizi, Vatanımızı, Milletimizi, Ümmetimizi her türlü kötülükten, beladan, hainlerden , iç dış düşmanlardan sen koru Yarabbi “ diyen samimi eli yüzü nurlu gençleri ak sakallı ihtiyar müminlerin dualarını duydum.
Ve şu kanaata vardım.
İÇ VE DIŞ DÜŞMANLAR!....
BU MİLLETE DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER...
Ben böyle düşünüyorum ama her gün şehit verdiğimiz bugünlerde bazı yeise ve karamsarlığa kapılan arkadaşları görüyorum...
Geçenlerde bir arkadaşımla aramızda şöyle bir yazışma geçti.
Çok Değerli Arkadaşım (İsmi bende saklı).
“Şükrü gardaşım terör belası hakkındaki kanaatleriniz nedir...Ben ümitliyim ama bazen kaygılanmadan edemiyorum” dediğinde,
“Bu iş kardeşim ‘Ya Bitecek Ya Bitecek’ . Artık bu yoldan dönüş yok. Çözüm süreci denendi olmadı. Kim bu son yapılan operasyonlardan çark ederse siyasi hayatı biter.” Dedim ve yazışma şöyle uzayıp gitti:
“Tamam aynı kanaatteyim ama iç ve dış düşmanlar tarihte benzeri görülmedik şekilde ittifak halinde. Türkiye’ye diz çöktürmek için var güçleriyle saldırıyorlar. Ya başarırlarsa diye endişeleniyorum!”
“Hiç endişenlenme kardeşim.Çanakkale Savaşı’nı düşün. O zaman askerimizin elinde silahı bırak, ayağına giyebileceği çarık bile yoktu. Türkiye o yıllara göre çok güçlü. Tankımız, topumuz ve şu anda vatan için çelik-çocuğunu en sevdiği eşini düşünmeden ölmeyi, şehit olmayı göze alan kahraman mehmetçiğimiz , polisimiz ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Ahmet Davutoğlu gibi güçlü lider ile halkın yüzde kırkdokuzbuçuk oyunu almış güçlü bir iktidar ve hükümetin terör ile yaptığı bu kutlu mücadeleyi kayıtsız şartsız destekleyen bir Sayın Devlet Bahçeli var.. ”
“Haklısın ama yinede kaygılıyım...Hala meseleyi birilerinin siyasi ikbal meselesi gibi gören ve de gösterenler var.. Bunlar karşı tarafın değil bu mahallenin insanları...Çanakkale’de karşımızda yalnız düşman vardı...Şimdi ise düşman+hainler+gafiller+nemalazımcılar var.”
“Ümitsiz olma.Yar ve yardımcımız olsun Rabbim.İyi günler kardeşim”
“Teşekkürler sana da Şükrü kardeşim...Allah’a emanet ol.” Dedi noktayı koydu güzel arkadaşım.
Ben de “İyi günler “ deyip yazışmamı sona erdirdim.
Ve son söz olarakta ;
“Vatan için, Bayrak için, Kur’an için, İslam İçin, İstiklal için ölmeyi , şehit olmayı göze alabilen Kahraman Mehmetçiklerimiz, Kahraman Polislerimiz varolduğu müddetçe ve bu kahramanlara her namazda ve niyazda dualar edildiği müddetçe.....
HİÇBİR KİMSE!...
HİÇBİR DEVLET!...
YÜCE TÜRK MİLLETİNE DİZ ÇÖKTÜREMEYECEK......
Allah’ın izniyle....
ÜMİTSİZ OLMAYINIZ......
ÜMİTVAR OLUNUZ....
Kalın sağlıcakla.....
Ragaip Kandiliniz ve Cuma'nız mubarek olsun...
Şükrü BİLGİLİ
8.4.2016 Kayseri.