sukrubilgili - BABAM, ANNEM VE AKRABALARIMIN HAYATI
5-Kaşkır-Kurt
Kaşkır-Kurt
KAÇKIR (KURT)
 

Eskiden köyümüznün Alaca'ga ketken colu (Yolu). Cabbar emminin üyünü (evini) keçtikten sonra köyümüznün ortasından akan şayın  (çay-küçük ırmak) yatağının kenarından keterdi (giderdi).

Bazı cerlerde columuz derenin içinden devam eterdi. Bu columuz Kayaboğaz'ında ise iyice taralırdı. Kayaboğazı'ndan geçerken herkesheybetinden, yüksekliğinden ve tarlığından (darlığından) çok korkarlardı.

Kışları şayın suyunun köpümesinden dolayı Kayaboğazı'ndan geçmek çok zor edi.

Köylülerimiz bu columuzda Alaca'ga ketkende (gittiklerinde), Alaca'dan kelgende (geldiklerinde) çok zametler çekgen ediler.
 

Niyaz Kahya kartbabayımız dere boyundan ketgen bu kötü colnu, şu anda yukarıda gördüğünüz canı colnun ilk temelini atgan. Niyaz Kahya kartbabamızdan (dedemizden) Allah razı bolsun

Bu colun hikâyesini sizlerge daha sonra anlatacakman.

Men sizlerge şimdi, Kayaboğazı'nda yaşangan gerçek bir hikâyeyi sunacakman.

Babayım Işılak Sımayıl'ın yaşadığı yıllarda çok korkunç kışlar bolurdu köyümüzde.
 
Karakışta kar cavdumu (yağdımı) aylarca kalkmazdı.
 
Tükürsen havada tükmümüğün donardı soğuktan.
 
Kartbabaylar tışarı şıktığında (dışarı çıktığında)sakalları buz tutardı.
 
Kar o kadar cavardı (yağardı ki) ki bazı yıllar üylerin (evlerin) boyunca bolurdu.
 
Ahırlarga hayvanlarnı karamak (bakmak) üşün, komşularga ketmek (gitmek) üşün karın altından tünel kazarlardı.

Ner de o kışlar!...

İşte böyle bir karakış günü babayım Alaca'dan eşekle köyümüzge kele iken.

Kıcıllı köyünden köyümüznün coluna sapkan(sapmış).  Derenin suyu soğuktan dongan. Kar tipisi başlagan. Göz gözü körmey eken (görmüyormuş).

Babayım kar tipisinden korunmak için başını-gözünü bir örtünen aruvca cabgan(iyice örtmüş). Altındaki eşek colnu  (yolu) bile eken. Aheste aheste Kayaboğazı'na kadar kelgenler(gelmişler).

Kayaboğazı'na tam keldiklerinde (geldiklerinde) babayımın üzerine kayanın töbesinden (tepesinden) bir kaşkır atlagan(kurt atlamış).

Babayım, üzerine atlagan kaşkırla birlikte cerge cıgılgan (yere yıkılmış).

Eşek neye uğradığını anlamagan, parladıynan (parlamasıyla) köyge doğru köt ata ata, "Ahi;Ahi. Ahi" diye bakıra bakıra, kaşgan (bağıra, bağıra, kaçmış).

Babayım da aynı eşekdaynan neye ugradıgına şaşırgan(şaşırmış) .

Karagan ki (bakmış ki) boylu boyunca karda yata; sırtı başı avura(ağırıyor).

Doğrulmaga şalışkan, bir türlü başını ve gövdesini kaldıramagan (kaldıramamış)

Cumuk közlerini aşgan (Kısık gözlerini açmış): "Maga (bana) ne boldu" dep toparlanmaga (toparlanmaya) çalışkan.

Bir yandan da cumuk gözlernen etrafga karagan (etrafa bakmış).

Aman Allahım !...

Yan tarafından salyalarnı akıtarak, kendine karagan (bakmış) bır kaşkırnı (kurtu) körmesin mi?

İlk anda babayım bayagı korkkan(korkmuş), cerden (yerden) hiç hareket etmegen

Babayım "Rüyadamıyım degen" , cumuk közlerini aruvce aşkan (kısık gözlerini iyice açmış).

 
Babayım, tam yan başında popusunu cerge (yere) salgan, ön ayaklar üzerinde tiklegen (dikilmiş) , avzunu aşıp aşıp cuman(ağzını açıp açıp yummuş), salyasını büyük bir iştahla akıtkan, kızıl gözleriyle babayımın közlerine karagan (gözlerine bakmış) kaşkırgını tekrar görgen; bunun bir rüya bomadığını, kaşkırın kendisini aşamak (yemek) üşün başında turduğunu anlagan(durduğunu anlamış).

Babayım hiç hareket etmegen. Ama sag elini yavaşca belindeki kamaga götürgen (götürmüş).

Bir müddet kaşkırnı izlegen. Ne yasacak diye.

Kaşkır ona karayeken (bakarken) babayımda ona.

Babayım kendini toparlar toparlamaz; kamanı kılıfından şıkargan (çıkarmış); gövdesini ve başını birden doğrultgan(dogrultmuş)

Kaşkır babayımın elindeki kamanı körür körmez, poposunun üzerinde otorduğu cerden gerige şışrap, bir metre ilerisinde dört ayakları üzerinde beklemege başlagan.

Babayım başını ve gövdesi kaldırgan ama ayakga turamagan (ayağa kalkamamış). Herhalde ayağı sıngan(kırılmış).

Kaşkır birkaç hamle yasagan (yapmış) babayımın üzerine.

Babayım, elindeki kamanan üzerine saldırgan kaşkırga sallagan (sallamış).

Kaşkır babayıma fazla yaklaşamagan.

Babayımla epey mücadele etken kaşkır. Babayımın arkasına sağına soluna dolaşıp turgan.

 
Babayım şaresizlik (çaresizlik) işinde kaşkırga mücadele eterken, eşek babayımgilin yukarı mahallesindeki üylerinin havluga "Ahi.Ahi.Ahi" dep bakırarak kirgen.

Rahmetli Fatma ebiyim, Lütfü ve Ahmet amcalarıma "Eşek havluda anıra. Sımayılım keldi. Şıkın karan (çıkın bakın). Balaga yardımetin" degen.

Lütfü ve Ahmet amcalarım tışarı şıktıklarında (dışarı çıktıklarında) eşeknin yalnız keldiğini görünce çok korkkanlar. Hemen işeri kirip, ocak başında yemek pişeren Fatma ebiyime "Anay, Sımayıl kardaşımızga birşıy bolgan. Tışarıda eşek yalnız kelgen. Sımayıl kardaşımız eşeknin yanında körünmüy" demişler.
 

Fatma ebiyimin yüreğine bir ağrı kirken. "Men bu balaga aytgan edim. Bu kış kıyamnette Alaca'ga ketme dedim. Meni dinlemedi. Ballar köremisiniz; Sımayılıma birşıy boldu. Eşek yalnız keldine göre Sımayılımı yoksa kaşkırlar mı aşadı.Çabuk bolun yolga şıkayık (yola çıkalım) " demiş.

Fatma ebiyim, Lütfü ve Ahmet amcam yanlarına eşekni de alarak colga tüşkenler (yola düşmüşler).
 
Lütfü amcam ne bolur ne bolmaz diye yanına birde tüfekni algan.
 
Fatma ebiyim, Lütfü ve Ahmet amcam Cabbar emminin üyünü keşgenler(geçmişler). Tam Kayaboğazı'nın altına keldiklerinde bir ne körsünler.
 

Yerde Sımayıl balası elinde kamanan kaşkırla mücadele ete. Lütfü amcam elindeki tüfekni havaga sıkgan. Tüfek sesini tuyan kaşkır kaşmaga başlagan. Lütfü amcam babayımın yanından uzaklaşan kaşkırga bir el daha arkasından atgan, ama vuragan (vuramamış).

Rahmetli ebiyim Fatma, balası Sımayılı sağ salim bulduğuna çok kuvangan (sevinmiş).Babayımın yanına kelgen. Kucaklagan. Hışkıra hışkıra cılagan. Sonra da ellerini havaga açgan "Allahım balam Sımayılımı bizge bagışladığın üşün sana bin şükürler bolsun" dep, Yüce Yaradan'a dua etgen.

Amcalarım da babayımı sag salim bulduklarını çok kuvanganlar. Babayım neredeyse donmak üzereymiş. On-onbeş dakika daha geç kalsaymışlar, babayım hareketsizlikten donacakmış ve kaşkırga yem bolacakmış.
 

Babayımı zor zahmet eşekge cüklep, doğru köyge kelgenler.

Babayımın elbiseleri dondan kütük gibi bolgan. Pıçaknan elbiselerini tograganlar. Vücüdunun donan yerlerini iyice ovalaganlar.Yatakga yatırganlar. Sınıkçı ketirip, sınan bacağını karatganlar.

Babayım o kış boyu ayakga kalkamagan.
 

Babayıma bu ders bolgan, bir daha kışın Alaca'ga ketmegen (gitmemiş).
 
Mekanı Cennet bolsun. Allah rahmet eylesin.

Şükrü BİLGİLİ

 
Not:Siyah-koyu yazılan kelimeler Kırım Tatar Türkçe'sidir.
Whatsapp'ta Paylaş
Yorumlar
5-Kaşkır-Kurt
Salih Alver23 Kasim 2016 : 17:11:01  
şükrü abi güzel bir anı. çok teşekkür diyorum. kullandığınız tatarca kelimelerle inşallah dilimizide öğreniyor olacağız. ölmüşlerinize rahmet diliyorum. sizinde ellerinize sağlık.