Bazı cerlerde columuz derenin içinden devam eterdi. Bu columuz Kayaboğaz'ında ise iyice taralırdı. Kayaboğazı'ndan geçerken herkesheybetinden, yüksekliğinden ve tarlığından (darlığından) çok korkarlardı.
Kışları şayın suyunun köpümesinden dolayı Kayaboğazı'ndan geçmek çok zor edi.
Niyaz Kahya kartbabayımız dere boyundan ketgen bu kötü colnu, şu anda yukarıda gördüğünüz canı colnun ilk temelini atgan. Niyaz Kahya kartbabamızdan (dedemizden) Allah razı bolsun
Bu colun hikâyesini sizlerge daha sonra anlatacakman.
Men sizlerge şimdi, Kayaboğazı'nda yaşangan gerçek bir hikâyeyi sunacakman.
Ner de o kışlar!...
İşte böyle bir karakış günü babayım Alaca'dan eşekle köyümüzge kele iken.
Kıcıllı köyünden köyümüznün coluna sapkan(sapmış). Derenin suyu soğuktan dongan. Kar tipisi başlagan. Göz gözü körmey eken (görmüyormuş).
Babayım kar tipisinden korunmak için başını-gözünü bir örtünen aruvca cabgan(iyice örtmüş). Altındaki eşek colnu (yolu) bile eken. Aheste aheste Kayaboğazı'na kadar kelgenler(gelmişler).
Kayaboğazı'na tam keldiklerinde (geldiklerinde) babayımın üzerine kayanın töbesinden (tepesinden) bir kaşkır atlagan(kurt atlamış).
Babayım, üzerine atlagan kaşkırla birlikte cerge cıgılgan (yere yıkılmış).
Eşek neye uğradığını anlamagan, parladıynan (parlamasıyla) köyge doğru köt ata ata, "Ahi;Ahi. Ahi" diye bakıra bakıra, kaşgan (bağıra, bağıra, kaçmış).
Babayım da aynı eşekdaynan neye ugradıgına şaşırgan(şaşırmış) .
Karagan ki (bakmış ki) boylu boyunca karda yata; sırtı başı avura(ağırıyor).
Doğrulmaga şalışkan, bir türlü başını ve gövdesini kaldıramagan (kaldıramamış)
Cumuk közlerini aşgan (Kısık gözlerini açmış): "Maga (bana) ne boldu" dep toparlanmaga (toparlanmaya) çalışkan.
Bir yandan da cumuk gözlernen etrafga karagan (etrafa bakmış).
Aman Allahım !...
Yan tarafından salyalarnı akıtarak, kendine karagan (bakmış) bır kaşkırnı (kurtu) körmesin mi?
İlk anda babayım bayagı korkkan(korkmuş), cerden (yerden) hiç hareket etmegen
Babayım "Rüyadamıyım degen" , cumuk közlerini aruvce aşkan (kısık gözlerini iyice açmış).
Babayım hiç hareket etmegen. Ama sag elini yavaşca belindeki kamaga götürgen (götürmüş).
Bir müddet kaşkırnı izlegen. Ne yasacak diye.
Kaşkır ona karayeken (bakarken) babayımda ona.
Babayım kendini toparlar toparlamaz; kamanı kılıfından şıkargan (çıkarmış); gövdesini ve başını birden doğrultgan(dogrultmuş)
Kaşkır babayımın elindeki kamanı körür körmez, poposunun üzerinde otorduğu cerden gerige şışrap, bir metre ilerisinde dört ayakları üzerinde beklemege başlagan.
Babayım başını ve gövdesi kaldırgan ama ayakga turamagan (ayağa kalkamamış). Herhalde ayağı sıngan(kırılmış).
Kaşkır birkaç hamle yasagan (yapmış) babayımın üzerine.
Babayım, elindeki kamanan üzerine saldırgan kaşkırga sallagan (sallamış).
Kaşkır babayıma fazla yaklaşamagan.
Babayımla epey mücadele etken kaşkır. Babayımın arkasına sağına soluna dolaşıp turgan.
Rahmetli Fatma ebiyim, Lütfü ve Ahmet amcalarıma "Eşek havluda anıra. Sımayılım keldi. Şıkın karan (çıkın bakın). Balaga yardımetin" degen.
Fatma ebiyimin yüreğine bir ağrı kirken. "Men bu balaga aytgan edim. Bu kış kıyamnette Alaca'ga ketme dedim. Meni dinlemedi. Ballar köremisiniz; Sımayılıma birşıy boldu. Eşek yalnız keldine göre Sımayılımı yoksa kaşkırlar mı aşadı.Çabuk bolun yolga şıkayık (yola çıkalım) " demiş.
Yerde Sımayıl balası elinde kamanan kaşkırla mücadele ete. Lütfü amcam elindeki tüfekni havaga sıkgan. Tüfek sesini tuyan kaşkır kaşmaga başlagan. Lütfü amcam babayımın yanından uzaklaşan kaşkırga bir el daha arkasından atgan, ama vuragan (vuramamış).
Rahmetli ebiyim Fatma, balası Sımayılı sağ salim bulduğuna çok kuvangan (sevinmiş).Babayımın yanına kelgen. Kucaklagan. Hışkıra hışkıra cılagan. Sonra da ellerini havaga açgan "Allahım balam Sımayılımı bizge bagışladığın üşün sana bin şükürler bolsun" dep, Yüce Yaradan'a dua etgen.
Babayımın elbiseleri dondan kütük gibi bolgan. Pıçaknan elbiselerini tograganlar. Vücüdunun donan yerlerini iyice ovalaganlar.Yatakga yatırganlar. Sınıkçı ketirip, sınan bacağını karatganlar.
Şükrü BİLGİLİ